28 Şubat 2015 Cumartesi

Sıcak Taş Masajı Terapisi Nasıl Yapılır



Taşların şifalı etkileri ve sağlığa olan faydaları bilinen bir gerçektir. Sıcak taşların tedavi amacıyla masaj yöntemiyle kullanılması, çok eskilere dayanmaktadır. Özellikle volkanik bölgelerde yaşayan medeniyetler, volkanik taşların insan sağlığına olan faydalarını çözmüşler ve bunu alternatif tıbbi tedavisi amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Şifalı taşlar Ahmet Maranki’nin de sıkça üzerinde durduğu şifalı taşlar, aynı zamanda ısıtılarak sıcak taş terapisi yöntemiyle masaj amacıyla kullanılmaktadır. Şimdi sıcak taş masajı nedir, sıcak taşla terapi nasıl yapılır bunları sizlere açıklayacağız.

Sıcak Taş Terapisi, ısıtılmış taşlar kullanılarak ısının bedenin derinlerine nüfuz ettirilmesini sağlayan bir masaj terapisidir. Masaj, ısıtılmış ve soğutulmuş volkanik lav (bazalt) taşlarıyla özel bir teknik uygulanılarak yapılır.

Sıcak Taş Terapisi kim tarafından geliştirilmiştir?
Sıcak Taş Terapisi, 1993 yılında Arizona’da Mary Nelson Hannigan tarafından geliştirilmiştir. Mary Hannigan bu masaj tekniğini 1999 yılında Avrupa’da ilk kez İngiltere’de öğretmeye başlamıştır.

Taşların Özelliği Nedir?
Sıcak Taş Terapisi, uzun süre ısıyı üzerinde tutma özelliğine sahip volkanik lav (bazalt) taşları ile yapılır. Bu pürüzsüz, parlak ve değişik boylardaki yassı taşlar su içerisinde ısıtılırlar.

Sıcak Taş Terapisi Nasıl Uygulanır-Sıcak Taş Masajı Uygulanışı
Sıcak taşlar, terapist tarafından masaja başlamadan önce vücudun belli kilit noktalarına yerleştirilir. Böylece, daha masaja başlanmadan, taşların ısısı kasların derinlerine nüfuz eder ve “Termoterapi” özelliğinden yararlanılmaya başlanır. Ardından aromatik öz yağlardan da faydalanılan masaj uygulanır. Taşlardan emilen ısı, kan dolaşımının hızlanmasını ve dolayısıyla kasların, dokuların ve hücrelerin daha çok oksijenle beslenmesini (Termoterapi) sağlar. Ayrıca lav taşlarının su içinde ısıtılması nedeniyle, suyun terapi özelliğinden de (Hidroterapi) yararlanılır. Sıcak Taşlarla yapılan bir ovma hareketi, taşların sıcaklığı ile kan dolaşımını anında harekete geçirmesinden dolayı, normal bir masajdaki on ovma hareketine eşittir.

Sıcak Taş Terapisi’nin Özellikleri Nelerdir?
Sıcak Taş Terapisi’inde, hava, su, ateş ve ‘Toprak Ana’nın enerjisinden; aslında onun bütün elementlerinden yararlanılır. Bu, Sıcak Taş Terapisi’nin çok kendine özgü tekniği sayesinde gerçekleşir. Volkanik lav (bazalt) taşlarının enerjisi bize, doğayla içiçeymişiz duygusunu verir. Bu nedenle, terapi sonunda kişi fiziksel, duygusal ve zihinsel rahatlık, dinginlik kazanır; baştan ayağa arınmış hissederek kendi doğasına döner.

Sıcak Taş Terapisinin Faydaları-Sıcak Taş Masajı Yararları

Sıcak Taş Terapisi’nin periodik olarak uygulanması, kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde etkili olmaktadır. Sıcak Taş Terapisi’nin faydası, yalnızca tanımlanan sorunun giderilmesiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda fiziksel, duygusal ve zihinsel anlamda da enerji verir; kısacası terapi gören kendisini, baştan ayağa arınmış hisseder. Sıcak Taş Terapisi, kendi doğasına dönmek isteyen birisi için dengeli bir yoldur.

Sıcak Taş Terapisi nelere iyi gelir?
Sıcak Taş Terapisi, periyodik olarak uygulandığında, kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde de çok etkilidir. Sıcak Taş Terapisi, aşağıdakiler de dahil pek çok durumda yardımcı olabilir:

*Kas, Kemik ve Eklem Sorunları Bel ve sırt ağrısı

*Spor yaralanmaları

*Kas, kemik ve eklem rahatsızlıkları,

*Stres Kaynaklı Sorunlar Stres, gerginlik

*Uykusuzluk

*Başağrısı

*Kadın Sağlığı Regl sıkıntıları

*Sancılı regl ağrıları, aşırı kanama,

*Hamilelikteki Sorunlar Bel ve sırt ağrıları, rahatlama

*Diğer Rahatsızlıklar Solunum

*Dolaşım

*Sindirim sorunları

Sıcak Taş Terapisi’ni Kimler Uygular?
Sıcak Taş Terapisini, eğitimini almış uzmanlar uygulamalıdır. Sıcak Taş Terapisinin zor ve tecrübe gerektiren bir uygulaması vardır.

23 Şubat 2015 Pazartesi

Çin Takvimine Göre Cinsiyet Belirleme ve Tahmini

Bebeklerinizin cinsiyetini merak ediyorsanız bu yöntemi uygulayabilirsiniz.

Bebeklerin cinsiyetini bir çok aile merak eder. Dahası bazı anne ve babalar kız veya erkek evlat hasreti içerisinde olabilirler. Bu durumda çinlilerin yüzyıllardır kullandığı bir cinsiyet tahmini yöntemi işinize yarayabilir. Çin takvimine göre cinsiyet belirleme takvimi ile bebek yapanlar bu takvimin oldukça isabetli tahminler yaptığını söylüyorlar.

Çin takvimi asırlardır Çinlilerin cinsiyet belirlemek için kullandıkları bir takvim sistemidir. Çinliler “çin takvimi” kullanımının %90 başarılı olduğunu iddia etmelerine rağmen bu takvim yönteminin herhangi bir bilimsel geçerliliği yoktur. Takvimin prensibi belirli yaştaki kadınların belirli aylarda cinsel birliktelik ile kaldıkları gebeliğin cinsiyetini belirlemek üzerine kurulmuştur.

Çin takvimi kullanımında örneğin 24 yaşındaki bir kadın mayıs ayında gebe kalırsa bebek erkek olacak, kasım ayında kız olacaktır. Tekrar belirtelim bilimsel niteliği olmayan bir yöntemdir.



Yaşınız:

16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43

Hamile kaldığınız ay:


Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık


Bebeğimin cinsiyeti nedir merak ediyorum diyen anne adayları veya henüz anne olma planı yapanlar ve ayrıca elbette onların eşleri sizlere vereceğim bir yöntemler cinsiyet tahmininde bulunabilirsiniz. Tabi Çinlilerin icat ettiği cinsiyet bulma takviminin doğru işleyip işlemediğini test etmek için öncelikle kendinizin doğum tarihini aşağıdaki takvime göre bularak doğru olup olmadığınbakın. Şayet sizde doğru yanıtı vermiş ise bebeğinizin tahminini de hamile kaldığınız yaşa göre doğru tahmin edecektir. Çinliler, çin takvimine göre cinsiyet belirleme yöntemini yaklaşık olarak 1000 yıldır kullanıyorlar. Çin gibi 1.5 milyara yakın insanın yaşadığı bir ülkede bu denli meşhur olan bu cinsiyet tespiti ve tahmini takvimi ülkemizde de artık daha fazla kullanılacağa benziyor.
Pek çok Asya ülkesinde bebek bekleyen çiftler, teknolojik gelişmelerle bebeklerinin cinsiyetini erkenden öğrenseler de, emin olmak için Çin Takvimi ve halk inanışlarına da başvuruyor.

Çinlilerin geleneksel olarak astroloji ve astronomi de derin bir bilgi birikimi vardır. Bundan yüzyıllar önce çinli astronomlar tarafından hazırlanan bu takvim. malile kalan annenin yaşı ile hangi ayda hamile kaldığını değer olarak alıyor. ve basit bir matriks ile iki kısmın birleştiği noktadaki renge göre (mavi ya da pembe) doğacak olan bebeğin cinsiyeti tahmin ediliyor. Misal olarak 24 yaşındaki bir anne ocak ayında hamile kalırsa bebek erkek olacak demektir. Ben 1984 doğumluyum ve 2008 ocakta hamile kaldım. 2009 ekiminde doğan bebeğim ise gerçekten erkek cinsiyeti ile doğdu. 2008 de 24 yaşımda idim ve ocak ile kesişen kısım gerçekten erkek bebeği gösteriyor.

Tabi burada kastedilen durum normal doğumdur. Tüp bebek ile doğumlarda 1 ay ileri atıyor. O nedenle yanlış hesaplamamak gerekiyor. Bir de doğum kontrolü yapan hanımlara ufak bir uyarım olacak. Kadınlar doğum kontrolünü bıraktıktan genellikle 2 ay sonra hamile kalıyorlar. Bebeğinizin cinsiyetini hedeflerken bu tür ufak sorunları çözmeye dikkat edin. Erkek ya da kız çocuk sahibi olmak için ne zaman hamile kalmalıyım diyorsanız ve verdiğim takvime göre hesaplama yapamadıysanız o zaman bizlere yazın ve bizler de sizler için çin takvimine göre cinsiyet hesaplama yapalım. Hepinizi öpüyorum. Allah herkese gönlüne göre evlat versin.


22 Şubat 2015 Pazar

Yumurta Çatlatma İğnesi Nasıl Yapılır

Yumurta Çatlatma İğnesi nedir ve nasıl yapılır merak ediyorsanız yazımızı okuyabilirsiniz.
Kadınlarda inferitlite yani kısırlığın nedenlerinden bir tanesi de kadınların yumurtalıklarında üretilen ve sperm hücreleri ile birleşerek embriyoyu oluşturacak olan yumurtanın çatlamamasıdır. Çatlamayan yumurtalar spermin yumurtanın içerisine girerek döllenme olayının gerçekleşmesine izin vermezler. Bundan dolayı da kadınlar bebek sahibi olamazlar. Yumurta çatlamasını sağlamak için yumurta çatlatma iğnesi adı verilen bir tür hormon tedavisi yaygın bir biçimde yapılmaktadır. Bu yazımızda yumurta çatlatma iğnesi nasıl yapılır konusunda bilgiler verecek ve yumurta çatlatma iğnesi hakkında kadınlar kulübü, ekşi sözlük gibi başvuru kaynağı sitelerde yumurta çatlatma iğnesi ile hamile kalanlar’ın yaptığı yorumlar sizlere aktarılacaktır. Şimdi gelin sizlere gebelik yumurta çatlatma iğnesi hakkında bilgiler vererek yumurta çatlatma iğnesi nedir sorusuna yanıt arayalım

Yumurta çatlatan iğnelerde HCG adı verilen ve kadınlarda salgılanan bir hormon bulunmaktadır. Zaten yumurtaları çatlamayan kadınlarda yumurtaların çatlamamasının en önemli nedeni HCG hormonunun eksik salgılanıyor olması veya hiç salgılanmıyor olmasıdır. HCG aynı zamanda zayıflama sektöründe de zayıflama damlası adıyla kullanılan bir hormon olup kadınlarda doktor tavsiyesi ile kullanılmasında fayda olan bir hormondur.
Doğal şartlarda kadında bir siklus döneminde bir kez yumurtlama (ovulasyon) olur ve yumurtanın (ovum) ortalama 24 saat kadar döllenebilme yeteneği mevcuttur. Dolayısı ile kadının bir siklus içinde gebe kalma şansı çok fazla değildir. Ovulasyon, kişiden kişiye değişmekle beraber genellikle bir adet döneminin ortalarında olur. Örnek vermek gerekirse; 26-28 günde bir düzenli adet gören bir kadında ovulasyon günü siklusun 13-17 günleri arasında ki bir gün olabilir.

Haftada en az iki kez düzenli cinsel ilişkisi olan ve çocuk olmasın diye herhangi bir korunma yöntemi kullanmayan bir kadın, eğer 1 yıl içinde gebe kalamıyor ise , eşi ile birlikte değerlendirmeye alınmalıdır.

Ovulasyon Takibi

Adet kanamasının olduğu ilk günü 1. gün olarak kabul edersek, siklusun 3.-4. günü vajinal yol ile ultrasonografi yapılır. Her iki yumurtalığın (ovaryum) görünümü ve içindeki folikül sayıları değerlendirilir. İkinci ultrasonografik inceleme, ilk değerlendirme sonuçları göz önünde bulundurularak, yaklaşık siklusun 7.-9. günleri arasında yapılır. Folikül gelişimi kayıt edilir. Bu bulgular göz önünde tutulmak kaydı ile siklusun 11-12. günleri tekrar inceleme yapılır. Normal şartlarda yumurtanın hangi yumurtalıkta gelişeceği belirmeye başlamıştır. Bir sonraki inceleme en son yapılan inceleme bulgularına göre değişmekle birlikte 13-14 günlerde yapılır. Ovulasyona hazır olan folikül yaklaşık olarak 20-22 mm boyutlarına erişmiştir . Bu dönemde yapılacak olan cinsel birliktelik veya aşılama ( intrauterin inseminasyon) ile gebelik şansı artar. Ovulasyon gerçekleştikten sonra folikül içindeki sıvı karın boşluğuna dökülür. Ultrasonografi ile bakıldığında daha önce 20-22 mm boyutlarında ki folikül kisti küçülmüş ve büzüşmüş olarak gözlenir (Resim 1-2 ). Rahmin arkasındaki bölgede ( douglas) karın boşluğuna dökülmüş olan sıvı görülür.

Gebeliğin Oluşumu

Ovulasyon ile karın boşluğuna dökülen folikül sıvısı içinde gözle görülmeyen boyutlarda, kadının genetik şifresini içeren esas yumurta ( ovum) mevcuttur. Bu yumurta tüpün (tuba) içine girer. Gebelik tubanın içinde olur. Tubanın içerisinde canlı ve dölleme yeteneği olan ve erkeğin genetik şifresini taşıyan sperm var ise , sperm ovumun içine girerek döllenme (fertilizasyon) gerçekleşir ve hücre bölünmeye başlar. Bölünmeye devam ederek hızla büyüyen gebelik ürünü 4-5 gün sonra rahim içerisine geçer ve rahim iç tabakası (endometriyum) içerisine yerleşir. Gebelik bu aşama da ultrasonografik olarak görülemez ama 3-4 gün içerisinde anne ile arasında kan dolaşımı başlar ve kanda b-hCG testi ile gebelik saptanabilir. b-hCG düzeyi 1000 mIU civarında vajinal yol ile yapılan ultrasonografik incelemede gebelik kesesi görülmeye başlar.

Ovulasyon İndüksiyonu ve Rahim İçi İnseminasyon

Çocuk sahibi olabilmek için en sık kullanılan yöntem yumurtanın ilaçlar ile uyarılarak bir veya çok daha fazla sayıda folikül gelişimine olanak sağlamaktır. Bunun için ağızdan alınan ilaç veya deri altına yapılan enjeksiyonlardan yararlanılır. Yukarıda anlatıldığı gibi ultrasonografik olarak folikül gelişimi takip edilir. Folikül 18-19 mm erişince folikülü çatlatmak için (ovulasyon) kalça yolu ile enjeksiyon yapılır. Enjeksiyondan yaklaşık 34-36 saat sonra ovulasyon gerçekleşir. Bu dönemde erkekten alınan spermler hazırlanarak bir kanül yardımı ile rahim içerisine yerleştirilir. Böylece kadın yumurtası ile erkek yumurtasının bir araya gelerek döllenme şansı artırılmış olur. Ağızdan alınan ilaçlar ile çoğu kez 1-2 adet folikül gelişirken, enjeksiyon uygulanan kadınlarda doza da bağlı olarak 5-6 adet folikül gelişimi olur. Klasik yöntemler ile gebelik elde edilemez ise, hasta Tüp Bebek uygulamaları için sadece bu işle uğraşan merkezlere yönlendirilmelidir

Folikül çatladıktan sonra “çatlama bölgesinde” Sarı Cisim (lat: Corpus Luteum) adı verilen bir yapı oluşur ve bu yapı progesteron hormonu üretmeye başlar.

Sarı Cisim gebelik oluştuğunda bebeğe hormon desteği vermek üzere yaklaşık 10. gebelik haftasına kadar progesteron hormonu salgılamaya devam eder. 10. haftadan itibaren bebek kendi progesteron hormonunu kendisi üretebilecek hale gelir ve görevi devralır.

Gebelik oluşmazsa Sarı Cismin işlevi 14 günde biter ve sarı cisim geriler. Sarı Cismin hormon salgısının durmasıyla kanda progesteron hormonu seviyesi kısa sürede düşer ve bu rahim iç tabakasının desteğini kaybederek “yıkılmasına” neden olur. Bu “yıkılma” adet kanamasıyla birlikte olur ve “yıkılan” doku kanamayla birlikte vücuttan atılır.

Adet kanamasıyla birlikte yeni bir adet döngüsü başlar.

Yumurtalık dokusunda adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen folikül olgunlaşması foliküler evre, ikinci yarısında Sarı Cisim (Corpus Luteum) tarafından salgılanan progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen evre luteal evre adını alır.

Adet döngüsünde yumurtalıkta gerçekleşen olaylar

Adet kanamasının ilk günü yeni bir adet döngüsünün başlangıcıdır. Bu aşamada beyin dokusunun derinlerinde yer alan hipotalamus adlı bölgeden salgılanan GnRH adı verilen hormon, hipotalamusa yakın yerleşimli hipofiz adı verilen salgı bezinden folikül uyarıcı hormon (FSH) salgısını başlatır. FSH hormonu etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir yumurta hücresi folikül adı verilen bir kesecik içinde olgunlaşmaya başlar. Bu olgunlaşma süreci tamamlandığında, olgun folikül içinde üretilen yüksek miktarlarda östrojen hormonu etkisiyle bir yandan rahim iç tabakası gelişmeye başlar, öte yandan hipofiz bezinden LH adı verilen başka bir hormon salgılanır. LH hormonu yumurta hücresini barındıran folikülü “çatlatır” ve yumurta hücresini serbest bırakır. Yumurta hücresinin serbest kalmasına yumurtlama (ovulasyon) adı verilir.

Üstteki şekli ortadan ayıran kesikli çizgi yumurtlamanın oluştuğu anı, eğriler ise LH ve FSH hormonlarının kan seviyesini göstermektedir. Hemen yumurtlama öncesinde LH (HCG) hormonunun ne kadar keskin bir yükselme gösterdiğine dikkat ediniz. Bu ani yükselmeye LH piki (pik, ingilizcede doruk anlamına gelen peak kelimesinden dilimize uyarlanmıştır) adı verilmektedir. LH pikinin oluşamadığı durumlarda folikül olgunlaşsa dahi, yumurtlama gerçekleşemez. Halk arasında “çatlatıcı iğne” olarak bilinen ilaçlar LH hormonu içerirler.
arkadaşlar çatlatıcı iğne LH hormonunun görevini yapıyor.

yumurta çatlatma igneleri değişik marka ve isimlerde satılıyorlar. Tabi bu iğnelerin kesinlikle doktor kontrolünde kullanılması gerekmektedir.


21 Şubat 2015 Cumartesi

Yanları Eritme Hareketleri

Bel çevresinde bulunan yağları eritmek için yapmanız gereken egzersizler sırasıyla aşağıda verilmiştir.
Yazın hem erkek hem de bayanlar tatilde şort, mayo, bikini gibi giysiler giyerler. Bu giysiler giyilince ilk olarak kilo aldığımız bölgeler sırıtmaya başlar. Yan bel yağları veya halk tabiri ile yan yağlar, bu noktada en fazla dikkat çeken bölgelerin başında gelmektedir. Yan yağları eritmek için aynı zamanda, bel, sırt, simit ve karın bölgesini de çalıştıran bir takım egzersizleri ve hareketleri yapmak durumundayız. Bunun için sizlerin işine yarayacağını düşündüğümüz zayıflama egzersizleri derledik. Yan Yağları Eritme Hareketleri adı verilen bu zayıflama hareketlerini her gün düzgün bir biçimde yaparsanız 15 güne kalmadan yan yağlar ile simit bölgesi yağları sorununuz kalmayacaktır.

az aylarının gelmesiyle artık kabuğumuzdan çıkmanın da vakti geldi, sıcak günlerin yakıcılığını denize havuza girerek almak, serinlemek  istiyoruz  ama fazla kilolarımız veya şekilsiz görünümümüz yüzünden hala kabuğunuzdan çıkamıyorsanız işte sizlere korkulu rüyamız yan yağları eritmek için gerekli egzersizler ve hareketlerin nasıl yapılması gerektiğini anlatacağım.

Belli başlı hareketlerimizi düzenli olarak yaptığımızda ve beslenmemize de dikkat ettiğimiz sürece istediğimiz görünüme kısa sürede ulaşabilceksiniz.

Şimdi gelelim yan yağları eritmek için yapılacak hareklere :

1-) Sopa ile Yan Yağları Yakma Beli inceltme :


Elinize yaklaşık olarak 1.5 metre uzunluğunda çok fazla kalın olmayan (oklava kalınlığında) bir sopa alıp yumuşak bir zemine oturarak bacaklarınızı yandaki resimde gördüğünüz gibi denge için açın. Sopayı boynunuzun arkasından omuzlarınıza yerleştirin ve ellerinizi uçlarına koyun. Momentum kullanmadan sadece karın kaslarınızı ile kendinizi mümkün olduğunca sağa doğru çevirin. Sonra karın kaslarınızı sıkarak, sopayı tersi istikamette sola doğru çevirin. Hızlanmamaya ve sadece karın kaslarınızı kullanmaya özen gösterin. Hareketi yanlarınızda yanma hissedene dek yapın.



2-) Yumuşak bir zemine Sırt üstü yatın ve dizlerinizi bükün :


Yumuşak bir zemine sırtüstü yatıp dizlerinizi bükün ve ayaklarınızı poponuza çekin. Elleriniz kafanızın arkasında olsun. Sağ ayağınızı sol dizinize yerleştirip derin bir nefes alın. Nefes verirken karın kaslarınızı sıkıp sol dirseğinizi havada bulunan sağ dizinize değdirmeye çalışın. Nefes alarak yavaşça tekrar uzanın. Bu mekik hareketini 15 tekrar yaptıktan sonra diğer dizinizi kaldırın ve sağ dirseğinizi değdirmeye çalışın. Hareket boyunca momentum kullanmadan sadece karın kaslarınızı sıkılaştırarak kendinizi yerden kaldırmaya özen gösterin. Acele etmeyin, tekniğe sadık kalın!


Yumuşak bir zemine sırtüstü yatıp dizlerinizi hafif bükün. Sol elinizi kafanızın arkasına koyup sol poponuzu yerden kaldırabilecek şekilde yan dönün. Sağ dirseğinizi denge kurabilmek için yere dayayın ve ayaklarınızı bitişik bir şekilde havaya kaldırın. Nefes verirken karın kaslarınızı sıkıp sol dirseğinizi göbek deliğinizin hizasına kadar çapraz bir şekilde kaldırın. Nefes alarak yavaşça tekrar uzanın. Bu mekik hareketini 15 tekrar yaptıktan sonra taraf değiştirin. Hareket boyunca momentum kullanmadan sadece karın kaslarınızı sıkılaştırarak kendinizi yerden kaldırmaya özen gösterin. Ayaklarınızı yere indirmeyin. Acele etmeyin, tekniğe sadık kalın!


Yumuşak bir zemine sırtüstü yatıp dizlerinizi bükün ve ayaklarınızı poponuza çekin. Elleriniz kulaklarınızın yanında açık olsun. Derin bir nefes alın ve nefes verirken karın kaslarınızı sıkıp ellerinizi havada buluşturun ve çaprazlama sağ dizinize değdirmeye çalışın. Nefes alarak yavaşça tekrar uzanın. Bu mekik hareketini 15 tekrar yaptıktan sonra diğer dizinize değdirmeye çalışın. Hareket boyunca momentum kullanmadan sadece karın kaslarınızı sıkılaştırarak kendinizi yerden kaldırmaya özen gösterin. Acele etmeyin!



Bir mekik çekme sehpasına uzanıp ayaklarınızı yerleştirin. Ellerinizi başınızın arkasında kenetleyip kendinizi sehpadan kaldırın. Hareket boyunca belden yukarısı havada kalacak şekilde ayarlayın ki karın kaslarınız sürekli kasılı kalsın. Yavaşça bir sağ dirseğinizi bir sol dirseğinizi çaprazlama diğer bacağınızın hizasına getirip geri dönün. Momentum kullanmamaya özen gösterin. Hareketi karnınızda yanma hissedene dek yapın.

3-) Dambıl (ağırlık ) ile yan yağları yakma hareketi :

Sağ elinize orta ağırlıkta bir dambıl alıp sol elinizi başınızın arkasına koyup ayaklarınızı denge için açın. Yavaşça dambılı bacağınıza temas ederek dizinize indirin. Sadece karın kaslarınızı kullanarak tekrar doğrulun. Hareket süresince karın kaslarınızı sıkmayı bırakmayın. Yanlarda yanma hissi hissettiğinizde taraf değiştirin. Bu hareketleri düzüenli olarak tekrarlamanız, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat ettiğiniz sürece hem istediğiniz görünüme ulaşacak hemde sağlıklı olmanın keyfini doyasıya yaşayacaksınız..

Ayrıca aşağıda yer alan yiyecekler uzak durmayı ihmal etmeyin..

Yasaklar, Uzak Durulması Gereken Yiyecekler;

Sağlımızı olumsuz yönde etkileyen kilo aldıran şişmanlatan yiyecekler :

- Kolalı, şekerli içecekler
- Kızartma
- Hayvansal katı yağlar (tereyağı, kaymak, yağlı şarküteriler, yumurtanın sarısı, yağlı süt ürünleri, yağlı etler, tavuk – balık derisi, tam yağlı süt)
- Alkol (özellikle bira)
- Beyaz un
- Beyaz şeker
- Doğum kontrol hapları
- Aşırı gündüz uykusu
- Çikolata
- Yağlı çerezler
- Cips


20 Şubat 2015 Cuma

Toprak Altında Yetişen Sebzelerin Yararları

Toprak altında yetişen yumrulu sebzelerin faydaları nelerdir

Yumrulu bitkiler olarak adlandırılan ve hemen hepsi sebze olarak sayılan köklü bitkiler, insan sağlığı için gerçekten muhteşem faydaları olan bitkilerdir. Köklerini tükettiğimiz bu bitkiler sayesinde kansere engel olabilir, beyin kapasitemizi en üst düzeyde kullanabilir ve kalp damar hastalıklarına bitkisel çözüm yolları bulabiliriz. Özellikle soğan ve sarımsak mucizesi herkesçe malumdur. Bunu ben demiyorum. İşin uzmanları doktorlar ve bilim adamları söylüyorlar. Bizlerin ise tavsiyesi yumurulu bitkilerden azami derecede faydalanmanız ve tüketmek için sofradan hiç eksik etmemeniz.

Patates, soğan, sarmısak, havuç, turp, pancar gibi toprak altında yetişen bitkiler, damar sertliğinden beyin yorgunluğuna ve kansere kadar bir çok hastalığa iyi geliyor.

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Akbulut’un verdiği bilgiye göre, bu bitkilerin sağlığa faydaları şöyle:

PATATES Nişasta deposu olarak bilinen patates, şeker hastalığına iyi elirken, susuzluğu gideriyor. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserini önleyici etkisi bulunan patates, ayrıca karaciğer, damar sertliği gibi ciddi hastalıklara karşı tavsiye ediliyor.

HAVUÇ Vitamin ve mineral açısından çok zengin olan ve vücudun hastalıklara karşı direncini artıran havuç, göz ve cilt hastalıklarını önlemesinin yanı sıra çocukların beslenmesinde büyük önem taşıyor.

SOĞAN Kokusu nedeniyle birçok kişi tarafından tercih edilmeyen ve adeta C vitamini deposu olan soğan, mikroplara karşı vücut direncini güçlendirirken, damar sertliği, grip, astım ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı vücudu koruyor. Böbreklerde taş ve kumların düşürülmesinde de önemli rol oynayan soğan zihin yorgunluğunu gideriyor ve cinsel gücü artırıyor.

YER ELMASI Besin değeri açısından patatese yakın olan yer elması, idrar söktürücü ve kabızlığı önleyici etkisinin yanı sıra anne sütünü artırıyor.

ŞALGAM Eklem ağrılarına, böbrek kumu ve taşının düşürülmesine iyi gelen şalgam da ergenlik sivilcesi ve egzama tedavisinde kullanılıyor, akciğerleri temizliyor ve boğaz iltihaplarına iyi geliyor.









TURP Dikkat toplayıcı, iştah açıcı, safra söktürücü ve mikropların üremesini önleyici özelliklere sahip C vitamini deposu turp, aynı zamanda vücudu güçlendiriyor.

PANCAR Ekonomik olduğu kadar karaciğerin düzenli çalışmasını sağlaması ve kansızlığı gidermesiyle insan sağlığı açısından da büyük önem taşıyan pancar, şeker hastalığı ve vereme karşı vücudu korurken, sinirleri de yatıştırıyor.

SARMISAK Antiseptik, iştah açıcı, tansiyon düşürücü, kan temizleyici özellikleri bulunan sarmısak da bakterilerin üremesini azaltırken, kansere karşı tavsiye ediliyor.